Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yol alıyoruz

Çok yol aldık. Şu an yanımda benim yazmamı engellemek için masaya tırmanan bir bıdık var.Bu güzel sebepten yazamıyorum uzun zamandır.Evimizde bir hafta sonu...Bozcaadadan aldığım ada esintisi kahvemi aldım masaya,mutfakta hafta sonu tembelliği ile hazırladığımız atıştırmalıklardan kalma bulaşıklar,yerde ayağıma takılan oyuncaklar...kulağımda neşeli ayaklar çizgi filmine ait diyaloglar. Üzerime doğru tırmanan bebeğimi babasına verdim.”Onu biraz oyalar mısın? Benim kalemimi istiyor.Çekmecede ona ait olanları ver.Hayır! O çekmece değil odasındaki !” Evdeki kaos hiç bu kadar keyifli olmamıştı.Evet bazen söylendiğim zamanlar oluyor ama aslında bu biraz şımarıklık. Kahvemden bir yudum alıp başlıyorum yazmaya...Oğlumla öyle hızlı yol alıyoruz ki günden güne hafta hafta herşey çok hızlı değişiyor.En keyifli zamanlar ise onun bana tepki vermesiyle başladı.Aldığımız yolu cümlelere sığdırmak öyle zor ki kelimeler yeterli gelmiyor.Bazen en basit anlar en gerçek ve en duygusal.Kendime onunla ya
En son yayınlar

Merhaba! Tanışmadık.

2016 da başladığım yazılarıma 2018 de bambaşka bir merhaba demek istiyorum! İyileşmiş bir psikolojiyle yazmak daha keyifli olacak. Şimdi merhaba! Ben Şeyma.Bir cafeye girdiğinizde muhtemelen diğer masalara en uzak oturan kişi ben olcağım.Hayata en duygusal pencereden bakan ,dostlarını yaptığı gaflarla eğlendiren, çiçekli elbiseleri çok seven ,ruj renginden bile vazgeçemeyen ,empati duygusu çok yüksek olan bir duygusal romantik...Tabiki mükemmel değil...Bir anı bir anına uymayan bir dengesiz olduğumu biliyorum.Bunu kabul ediyorum.Her seferinde değiştireceğime söz versemde yine diğer bir anımda bundan vazgeçiyorum.Çağrı benim zor bir insan olduğumu söyler.Bu doğru (Çağrı için not: “çağrı evliliğimizde bana katlanan taraf sen olduğun için bu evlilikten en karlı çıkan taraf benim sevgilim”:) Çağrıyla 2014 de evlendik...Bunun öncesinde 6 yıllık bir geçmişimiz var.Çağrı benim lise döneminde okul arkadaşım ama itiraf etmeliyim ki o dönemde ikimizin de birbirimizle arkadaş olacak kadar

Şeyma’nın mutlu doğum hikayesi

O gece karnımda hiç durmayan minik ayaklar,kollar... İçerde çılgın bir dans vardı sanki,doktora göre doğuma 5 gün sisteme göre 10 gün vardı.Ben o yüzden bebeğimin karnımdaki çılgın dansını pekte doğuma yormadım.Meğer doğumun ayak sesleri gelmeye başlamış.6 Mart 00:00 da uyduğum o özel uykudan saat 4 gibi bir sıcaklıkla uyandım.Bunu yazarken çok utanıyorum.Ayağa kalkana kadar algılayamamıştım ki suyum gelmiş.Aman Allahım nasıl bir heycan.Beynimden tek geçen cümle! an bu anmış diyorum.Bir şaşkınlık,kavuşmaya son saatler kalmış bir mutluluk,belki anne oluyor olmanın verdiği bir sakinlikle.”ben doğuruyorum” dedim sakin bir sesle ! Eşim şok ! Daha önce bunun üstüne ne kadar çok konuşup plan yapsakta biz bütün planı,o işteyken doğum başlarsa naparız.O ne kadar zamanda gelir ve ben sırayla kimleri ararıma göre yapmışız :) Resmen panik oldu.Benim doğum hemen olmaz dememle,”Dur ben arabayı otoparktan çıkarayım” diye mantıklı bir cümle kurdu sonunda. Annem! her zaman olduğu gibi hemen o yanımd

Yıl biterken

Yıl biterken her zaman düşünürüm.Bu yıl bana ne öğretti ? Ne getirdi ? Neler götürdü ? & beni ne kadar büyüttü...Şu geçtiğimiz yıl hayat bana öyle şeyler öğrettiki...insanın kendi tabularını yıkması zor olsada bana duvarlarımı yıkmayı öğretmeyi başardı.Olaylara bakış açımı tamamen değiştirdi.Öncelerde duyduğumda şaşırdığım şeyleri çok normal karşılar oldum mesela,artık hayatta herşey evet olabilir diyorum.Büyük konuşmamak gerek ve hiç birşey için asla dememek gerek.Bunu kendime kural edindim artık.Bu kuralı öğrenmekte çokta geç kalmadığımı düşünmüyorum.Yaş 28 çok geç sayılmaz... Öğredim ki; sabır nasıl güzel birşeymiş.Hayat sana sabrettiğinde mutlaka karşılığını hayallerinden öte,en cömert haliyle veriyormuş.Önemli olan sabırla beklerken isyan etmemeyi ve iyi niyetli olmayı sürdürebilmekmiş. Öğrendim ki; iyi niyet her defasında kazanmakmış.Hırs bana hiç bir zaman yarar sağlamadı.Kimilerine göre farklılık gösterecek bir durum bu...ama bana yaramıyor.Bana iyi gelmiyor.İşte hayatın

Clexane kullananlara...

Hamileliğimin en başından beri memnun kaldığımız doktorumuz ile yolu yarılamışken hatta yapılması gereken tüm testler ve önemli kontroller tamamlanmışken yollarımızı ayırmak durumunda kaldık.Bu durum beni başta biraz ürkütmüştü ama devam edemezdim. (Clexane nedir? Ne için kullanılır? Clexane bir kan sulandırıcıdır.Basit bir cümleyle anlatmak gerekirse kanınız benim gibi yoğun akıyorsa pıhtılaşmaya meyillidir.Hamilelik sürecinde bu risk daha da artar ve bu pıhtı bebeğinizi besleyen damarı tıkar ve ani bebek ölümlerine yol açar.Tıpkı benim başıma gelmesi gibi... Genlerinizde pıhtılaşmaya yatkınlık olup olmadığını ancak genetik inceleme ile öğrenebilirsiniz. Clexane de damarlarınızdaki kanın olması gerektiği gibi akışını sağlar ve pıhtılaşmayı önler.) Gebeliğimin en başından beri coraspin ve clexane kullanıyorum.Bu durum zaten yeterince hassas bir durum.Geçmişte yaşadıklarımıda göz önüne aldığımızda, benim için ne kadar önemli olduğunu tahmin edersiniz. Doktoruma 21 haftada kontro

Küçük beyefendi büyüyor

Ne kadar çok yol aldık bebeğim! Benim küçük erkeğim geliyor! Geçmez dediğim haftalar geçti gitti.Varlığın bana attığın o güzel tekmelerle öyle güzel bir hal aldıki anneciğim! Saatlerce dalıp o güzel tekmelerinle göz yaşlarına boğuluyorum.Şimdiden benim minik arkadaşım oldun annem.Elim karnımda sana herşeyi anlatıyorum,seninle konuşurken öyle güzel tepkiler veriyorsun ki bana.Gözümden yaş süzülüyor o an! İçim eriyor anneciğim sana. Evde “aşkım” dediğimde baban kendisine değil,sana seslendiğimi farkettiğinde hayatımın en büyük aşkının sen olduğunu anladı :) en büyük aşk evlat aşkıymış,evet! Bugün 24 haftalık hamileyim.Küçük erkeğim bize 13. Haftasında gayet net gösterdi erkekliğini :) o güzel boksör pozunu seneler sonra sana göstereceğim! Belki burayada eklerim :) O güzel hallerine aşık olmamak mümkün değil.O suyun içindeki buruşuk hallerin bana biblo gibi geliyor itiraf etmeliyim.

İlk randevu

Benim için en zoru buydu ilk randevu... Kafamda ultrason ekranına karşı kocaman bir fobi oluşmuştu. Öncelikle ufak araştırma ve tavsiyelerle Dr.Semih hızıroğlu'nun muayenehanesine gitmeye karar verdik.İlk görüşmemizde ben tabiki ağlaya ağlaya geçmişten bugüne hikayemi anlattım.Bebeğimi kaybetme nedenim kan pıhtılaşması olduğu için pıtırcığa gebelik sürecimde hergün clexane 4000 ve coraspin kullanma kararı aldık.Keseyi gördüğüm andan itibaren iğneye başladım.Daha sonra aynı hafta içinde pıtırcığı görmek için doktorun kapısını yeniden çaldık.Benim bu heyecanım ne olacak nasıl dizginlenecek hiç bilmiyorum kalp atımım yine binlere çıkmış hissediyordum.Eşimde bir oyana bir buyana gidiyor onunda içi eriyor ama hep bana bu defa herşey çok güzel olacak deyip elimi bırakmıyordu.İçeri girdik,kendimce bir totem yapıp gözlerimi kapattım doktor embriyoyu gördük diyesiye kadarda ekrana bakmadım.Sonra ekrana baktığımda doktor daha kalp atışlarını ekrandan gördüm ve tabiki yine ağladım...Nasıl a